16 Aralık 2015 Çarşamba

Hayriye Ünal: “Eleştiri bir ihtiyaç”, (Yazan ve gönderen: Necati ÇAVDAR)

Hayriye Ünal:
“Eleştiri bir ihtiyaç” 
(Necati ÇAVDAR)
SERVER Vakfı’nın  her cumartesi gelenek hale getirdiği  “Bir kitap & Bir yazar” programında Hayriye Ünal, “Tahlil Tahrip İnşa  ‘modern şiir eleştirileri’”  başlıklı kitabın hikayesini anlattı..
Şiir ve şair eleştirisi konusunda ilk kitap yazarı olduğunu iddia eden Hayriye Ünal; “Tahlil, Tahrip İnşa” kelimelerinin anlamlarını izah ederek   özetle şöyle konuştu: Kitapta 15 yıla yayılmış 34 şaire dair eleştiriler olan kırk yazı var.
Mehmet Akif’ten Nazım Hikmet’e..
2 yenide en az tanınan Ece Ayhan’dan İlhami Çiçek’e…
Sezai Karakoç ve Didem Madak gibi apayrı uçlarda yer alan şairleri inceledim. Cahit Zarifoğlu,  Sezai Karakoç, Metin Eloğlu, İlhan Berk, Ahmet Oktay, İsmet Özel, Ülkü Tamer, Lale Müldür, Arif Ay, Didem Madak, Mustafa Irgat ve Orhan Veli  yer verdim.
Eleştiri önemli. Fakat eleştiriye tahammül yok. Edebiyata eleştiri istenmiyor..   Şairler eleştiriyi olumsuz buluyor.. Ne kadar överseniz övün mutlaka bir eksik buluyorlar. Oysa eleştiri bir ihtiyaç..  Eleştiri sevimsiz oluyor. Tabii hakikati duymak isteyen insanlarda oluyor. Kimi insanlar duygularını şiir sanıyor. O nedenle eleştirerek   “olmamış” demek gerek. Ben bu eleştiriyi işini gönüllü olarak yaptım. Tüm olumsuz risklere rağmen eleştirdim bunu cesaretle yaptım. Çünkü birlerinin yapması gerekirdi. Yapmalılar da. İlk ses vermek önemli. Ben bu alanda ilk sesim. Eleştiri denilince akla sevimsiz sözler yumağı gelir. Hoş bir çağrışım yapmaz eleştiri insanda. Hakikati duymak isteyen de oluyor.
Kitap da olumsuz eleştiri yaptığım şaire de yer verdim.
Eleştiri, batıdan gelen metotlarla yapılıyor..
Şairin hangi kitapları okuduğunu, kütüphanesinde hangi kitapların bulunduğunu da sorgulayarak şiire gidiş yollarını,  şiirin doğuş kökenine de bakıyorum. Metne odaklanıyorum.  Şiirde malzeme önemli. Malzeme olarak da “Dil” çok  önemli.. Siz öldükten sonra o duyguların başkalarına geçmesinde şairin kullandığı dil önemli.  Yalın - sade dil, şiiri aşağı çekiyor denir. Orhan Veli, dönüm noktası. Çünkü “yalın - sade dil” kullanarak bu düşünceyi yıktı. Necip Fazıl’da  ideolojisi bir yana ‘Ben­lik’ önde. Necip Fazıl, “Egosu en yüksek” şairdir. Okur üzerinden yapılan eleştiri belli yerde durur.
Çünkü..
Okur, şairi aşağı çeken unsur.. Şairin kendi seviyesine inmesini,  şiiri anlayacağı basitlikte  ister. Şair yukarda durmalı.. Önemli şairlerde önce sanat kaygısıyla yazarken  daha sonra kitleye  uyarak yazabiliyor.
Şairin kim olduğuna, ideolojisine bakılıyor. Oysa şairin kimliği, ideolojisi önemli değil. Eleştirirken  şairin kimliğine bakılarak yargıya varılıyor..Bu da o şair hakkında bir kanaat oluşturuyor. Olumsuz ya da olumlu yaklaşıma neden oluyor. Tarafındaysa iyi değilse kötü  diye kayıt yapılıyor.. Buda şair odaklı eleştirilerin yanlışlığını getiriyor. Ben ‘metin odaklı’ eleştiri yapılması taraftarıyım. Hangi tarihte yazılmış önemli değil. Ben o metin ne getiriyor, ona bakarım.
Hakiki şiiri bulmak zor. 
Şiir yayınlayan çok dergi var. 
Bunlarda kirliliğe neden oluyor.
Bazı şairler bilinmiyor. Edebiyat tarihi denen makine doğru çalışmıyor. Her zaman şiir doğru değerlendirilmeyebiliyor..Zaten şiir gecikmeli gelir. 30- 40 yıl sonra  değeri anlaşılır..
Dergilerde işi bilmeyen ancak kelli felli kabiliyetsiz adamlar var. Bunlar; şairi ve şiiri doğru değerlendirmiyor. Bunlara çok da önem vermemek gerek. Fakat başlangıçta bunu yapamazsınız. Belli yol aldıktan sonra önem vermemelisiniz.
Şairler, tek başlarına da kitap bastırabiliyor.Fakat bu yol almıyor.. Dergilerin ve başında bulunanların olumsuzluklarına rağmen  şairler şiirlerini önce dergilerde yayınlanıp  yayın evi çevriminden geçmesi onu daha tanınır yapıyor.
Şiirin katmanlı bir yapısı vardır. Az sözle çok şey anlatması da bundandır.
Şiir, ne büyü ne de kılıçtır.
Şiir büyü değildir. Fakat şiirin değiştirme, etkileme gücü vardır.
(Necati Çavdar)

1 yorum:

  1. Üsdat çok çok teşekürler..
    Eliniz dert görmesin, üreten beyniniz hep işlesin..

    YanıtlaSil