(Necati ÇAVDAR)
SERVER Vakfı’nın her cumartesi gelenek hale
getirdiği “Bir kitap & Bir yazar” programında Hayriye Ünal,
“Tahlil Tahrip İnşa ‘modern şiir eleştirileri’” başlıklı
kitabın hikayesini anlattı..
Şiir ve şair eleştirisi konusunda ilk kitap yazarı olduğunu
iddia eden Hayriye Ünal; “Tahlil, Tahrip İnşa” kelimelerinin
anlamlarını izah ederek özetle şöyle konuştu: Kitapta 15 yıla yayılmış 34 şaire dair eleştiriler olan kırk
yazı var.
Mehmet Akif’ten Nazım Hikmet’e..
2 yenide en az tanınan Ece Ayhan’dan İlhami Çiçek’e…
Sezai Karakoç ve Didem Madak gibi apayrı uçlarda yer alan şairleri inceledim. Cahit Zarifoğlu, Sezai Karakoç, Metin Eloğlu, İlhan Berk, Ahmet Oktay, İsmet Özel, Ülkü Tamer, Lale Müldür, Arif Ay, Didem Madak, Mustafa Irgat ve Orhan Veli yer verdim.
Sezai Karakoç ve Didem Madak gibi apayrı uçlarda yer alan şairleri inceledim. Cahit Zarifoğlu, Sezai Karakoç, Metin Eloğlu, İlhan Berk, Ahmet Oktay, İsmet Özel, Ülkü Tamer, Lale Müldür, Arif Ay, Didem Madak, Mustafa Irgat ve Orhan Veli yer verdim.
Eleştiri önemli. Fakat eleştiriye tahammül yok. Edebiyata
eleştiri istenmiyor.. Şairler eleştiriyi olumsuz buluyor.. Ne kadar
överseniz övün mutlaka bir eksik buluyorlar. Oysa eleştiri bir ihtiyaç..
Eleştiri sevimsiz oluyor. Tabii hakikati duymak isteyen insanlarda oluyor. Kimi insanlar duygularını şiir sanıyor. O nedenle
eleştirerek “olmamış” demek gerek. Ben bu eleştiriyi işini gönüllü olarak yaptım. Tüm olumsuz risklere rağmen eleştirdim bunu cesaretle
yaptım. Çünkü birlerinin yapması gerekirdi. Yapmalılar da. İlk ses vermek
önemli. Ben bu alanda ilk sesim. Eleştiri denilince akla sevimsiz
sözler yumağı gelir. Hoş bir çağrışım yapmaz eleştiri insanda. Hakikati duymak
isteyen de oluyor.
Eleştiri, batıdan gelen metotlarla yapılıyor..
Şairin hangi kitapları okuduğunu, kütüphanesinde hangi
kitapların bulunduğunu da sorgulayarak şiire gidiş yollarını, şiirin
doğuş kökenine de bakıyorum. Metne odaklanıyorum. Şiirde malzeme önemli. Malzeme olarak da “Dil”
çok önemli.. Siz öldükten sonra o duyguların başkalarına geçmesinde
şairin kullandığı dil önemli. Yalın - sade dil, şiiri aşağı çekiyor denir. Orhan Veli,
dönüm noktası. Çünkü “yalın - sade dil” kullanarak bu düşünceyi yıktı. Necip Fazıl’da ideolojisi bir yana ‘Benlik’ önde.
Necip Fazıl, “Egosu en yüksek” şairdir. Okur üzerinden yapılan eleştiri belli yerde durur.
Çünkü..
Okur, şairi aşağı çeken unsur.. Şairin kendi seviyesine inmesini, şiiri anlayacağı basitlikte ister. Şair yukarda durmalı.. Önemli şairlerde önce sanat kaygısıyla yazarken daha sonra kitleye uyarak yazabiliyor.
Okur, şairi aşağı çeken unsur.. Şairin kendi seviyesine inmesini, şiiri anlayacağı basitlikte ister. Şair yukarda durmalı.. Önemli şairlerde önce sanat kaygısıyla yazarken daha sonra kitleye uyarak yazabiliyor.
Şairin kim olduğuna, ideolojisine bakılıyor. Oysa şairin
kimliği, ideolojisi önemli değil. Eleştirirken şairin kimliğine bakılarak
yargıya varılıyor..Bu da o şair hakkında bir kanaat oluşturuyor. Olumsuz ya da
olumlu yaklaşıma neden oluyor. Tarafındaysa iyi değilse kötü diye kayıt
yapılıyor.. Buda şair odaklı eleştirilerin yanlışlığını getiriyor. Ben ‘metin
odaklı’ eleştiri yapılması taraftarıyım. Hangi tarihte yazılmış önemli değil.
Ben o metin ne getiriyor, ona bakarım.
Hakiki şiiri bulmak zor.
Şiir yayınlayan çok dergi var.
Bunlarda kirliliğe neden oluyor.
Şiir yayınlayan çok dergi var.
Bunlarda kirliliğe neden oluyor.
Bazı şairler bilinmiyor. Edebiyat tarihi denen makine doğru
çalışmıyor. Her zaman şiir doğru değerlendirilmeyebiliyor..Zaten şiir gecikmeli
gelir. 30- 40 yıl sonra değeri anlaşılır..
Dergilerde işi bilmeyen ancak kelli felli kabiliyetsiz
adamlar var. Bunlar; şairi ve şiiri doğru değerlendirmiyor. Bunlara çok da önem
vermemek gerek. Fakat başlangıçta bunu yapamazsınız. Belli yol aldıktan sonra
önem vermemelisiniz.
Şairler, tek başlarına da kitap bastırabiliyor.Fakat bu yol
almıyor.. Dergilerin ve başında bulunanların olumsuzluklarına rağmen
şairler şiirlerini önce dergilerde yayınlanıp yayın evi çevriminden
geçmesi onu daha tanınır yapıyor.
Şiirin katmanlı bir yapısı vardır. Az sözle çok şey
anlatması da bundandır.
Şiir, ne büyü ne de kılıçtır.
Şiir büyü değildir. Fakat şiirin değiştirme, etkileme gücü
vardır.
(Necati Çavdar)
Üsdat çok çok teşekürler..
YanıtlaSilEliniz dert görmesin, üreten beyniniz hep işlesin..